“Yağlarda Taklit ve Tağşiş” paneli,
gerçekleştirildi
TÜDEF Gn.Bşk Yrd. Hekimci; “Yağ-Erişilmesi Güç Gıda
Maddesi Olmaktan Çıkarılmalıdır”
“Tağşiş ancak Tüketici Örgüleriyle İşbirliği ile
önlenebilir”
|
2.3.2016
tarihinde Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği (BUSİAD)
Gıda Uzmanlık Grubu tarafından Bursa’ da Gıda Maddesi
Olarak Yağlarda Taklit ve Tağşiş” konulu bir panel
düzenlendi. Konun geniş tüketici kesimlerini de
ilgilendirmesi nedeniyle, TÜDEF Gn. Bşk.Yrd. Ferda
Hekimci’ nin de konuşmacı olarak çağrıldığı panele;
akademisyenler, Uludağ Üniversitesi Gıda Mühendisliği
Bölümü öğrencileri, Bursa Tüketicileri Koruma Derneği,
çeşitli sivil toplum örgütü temsilcileri, kamu kuruluşu
yetkilileri ve iş adamları katıldı.
Oturum başkanlığını Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muammer Kayahan’ın
yaptığı panele Hekimci’ ninyanısıraUludağ Üniversitesi
Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Yasemin Şahan, Bursa Gıda ve Yem Kontrol Merkez
Araştırma Enstitüsü Uzmanı Dr. Kader Çetin, Emek Yağ
Sanayii AŞ Yetkilisi Okan Meral katıldılar.
Panelin açılında konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Selim Tarık Tezel, yağların başlı başına gıda
olarak tüketilmelerinin yanında birçok gıda maddesinin
üretiminde kullanılması zorunlu olan gıda grubu olduğunu
hatırlattı. Tezel, tağşiş kelimesinin kıymetli bir şeyi
kıymetsiz bir şey ile karıştırma anlamına geldiğinin
altını çizerek, yaşamın devamı için alınmasında
zorunluluk bulunan ve temel gıda maddelerinden birisi
olan yağların da taklit ve tağşiş açısından istismar
edilebilecek gıdalar grubunda yer aldığını kaydetti.
Tezel şöyle devam etti: “Kontrollere rağmen, son
zamanlarda medyadan da izlediğimiz üzere, bu bitkisel
yağlarda yapılan hile, taklit ve tağşiş faaliyetlerinin
arttığı gözlenmektedir. Tüketicinin pazardan tere yağ
diye margarin alma riski bulunması, ayçiçek, soya, hatta
zeytinyağı yerine çok daha ucuz olan kanola yağının
etikette belirtilmeden zeytinyağına karıştırılması ve
tüketicinin kandırılması, bu konuya güncel bir örnek
teşkil etmektedir. Daha önemlisi, karıştırılan yağlardan
bazıları toksik hatta kanserojen nitelik taşıyabilmekte
ve toplum sağlığı açısından önemli bir risk
oluşturmaktadır.”
Yağda tağşişi hiçbir laboratuvarın açığa çıkaramaz
Tezel’in konuşmasının ardından oturum başkanlığını Prof.
Dr. Muammer Kayahan’ın yaptığı panele geçildi. “Yağ
konusunda analizlerin doğru sonuç vermesi için dikkatli,
özenli ve spesifik çalışmaların yapılması gerektiğine
işaret eden oturum başkanı Prof. Dr. Kayahan, bugün
yağda kolaylıkla tağşiş yapılabileceğini ve bunu hiç bir
laboratuvarın açığa çıkaramayacağını kaydetti. Aspir ya
da ayçiçek yağı şeklinde ortaya çıkabilecek her türlü
tağşişi önlemek için minör komponentler üzerinde
yoğunlaşmak gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Kayahan
sözü daha sonra Tüketici Dernekleri FederasyonuBaşkan
YardımcısıFerda Hekimci’ye verdi. Hekimci,
gerçekleştirdiği sunumda üretim ve tüketim arasındaki
neden sonuç ilişkisine değinerek dünya tüketici
hareketlerinin ortaya çıkış süreci hakkında bilgi verdi.
Tüketici hareketlerinin bir toplum için son derece
önemli olduğunun altını çizen Hekimci, evrensel tüketici
haklarından bahsetti ve söz konusu hakların anayasa ve
yasalarla ile korunduğunu belirtti. Hekimci,genel olarak
gıdada, özel olarak ise yağda tağşiş ve taklidin,
tüketicilerin; sağlık, güvenlik, seçme, tazmin, ekonomik
çıkarların korunması ve sağlıklı bir çevrede yaşama
haklarının ihlali anlamına geldiğ-gelebileceğine
değinerek, “Tüketici her zaman bilinçli olmalıdır. Peki
bilinçli tüketici kimdir? Bir mal ya da hizmeti satın
alırken ondan azami derecede yarar sağlamayı amaçlayan,
gerçek gereksinimleri göz önünde tutan, planlı alışveriş
yapan, alışverişin nesnesi değil, öznesi olduğunun
bilincinde olan, kalite standardı yüksek, sağlıklı,
güvenli ve çevreci ürünü seçme olgunluğunu taşıyan,
kaliteyi denetleyen ve benzerleri arasında yerli
ürünleri seçen kişi bilinçli tüketicidir. Olası bir
aksaklık ya da sorunla karşılaşan tüketici bakanlığın
ilgili hattını aramalı ya da en yakın tüketici derneğine
başvurmalıdır” diye konuştu.
Son zamanlarda zeytinyağlarına karıştırılan yabancı
menşeli yağların fark edilmemesi için çeşitli aroma
takviyeleri ve katkı maddeleri ile istenilen tada ve
aromaya yakın ürünler üretilebilmekte olduğunu söyleyen
Ferda Hekimci; “zeytinyağlarına genellikle , pamuk yağı,
ayçiçek yağı, palm yağı, kanola yağı karıştırılmaktadır.
Yol kenarlarında, pazarlarda satılan pet şişe ve pet
kavanozlar içerisinde Zeytinyağlarının içine az miktarda
ZEYTİNYAĞI (!) katılmakta ve tüketiciye yüksek fiyatta
Naturel-Doğal-(hatta) Ekolojik Zeytinyağı diye
genellikle , pamuk yağı, ayçiçek yağı vb. yağ satılmakta
ve tüketici tağşiş yanısıra önemli sağlık sorunlarıyla
karışı karşıya bırakılmaktadır.Bunları hangi belediye,
mercii ne kadar denetlemekte ve önleyebilmektedir?.. Bu
hiç belli değildir.Hekimci, şöyle devam etti: “2015
yılında 734.862 denetim yapılmış, bu denetimler
sonucunda 12.970 adet para cezası kesilmiş ve 92 işletme
de savcılığa verilmiş. Peki bu ne kadar caydırıcı
olabilmiştir? İşte size buraya gelmeden önce
fotoğrafladığım Başken’ in göbeğinde Esat Caddesi’ nden
bir örnek.
Cadde
üzerinde birkaç yerde birden 5 litresi 130 TL civarında
olması gereken natürel sızma zeytinyağı 80 hatta 60 TL’
ye satılabilmektedir ! Hatta zeytinyağının artığı olan,
sadece sabun yapımında kullanılabilecek sağlığa zararlı
“Pirina” has natürel sızma zeytinyağı olarak
satılabilmektedir. Zira,içine istediğinizmenşei ve
kalitesi bilinmeyen ürünü koyabildiğimiz 'baskılı
tenekeler' piyasada 3 tl/adet olarak satılmaktadır
(Özellikle Ayvalık’ta). Baskılı tenekelerin üzerinde
sızma zeytinyağı vb yazılıdır.Ayrıca bazı zeytinyağı
tenekelerinde yukarıdaki resimde olduğu gibi marka
isimleri de yazılı olabilmektedir. Bu ürünlerin
asiditesi, kaynağı,üretim izni olup olmadığı, üretim
şekli ve üretim standartları bilinmemekle birlikte
tüketime 'sızma-natürel' zeytinyağı ve hatta 'marka
tescil belgesi olmadan' markalıymış gibi sunulabilmekte
hatta, Tüketici Konseyi’ nden kovulmuş bir kerameti
kendinden menkul bir Tüketici Derneğince verilen
“Tüketici Memnuniyet” amblemleri dahi teneke üzerinde
yer alabilmektedir” dedi.
TÜDEF’ in Önerileri
Ferda Hekimci bu konuda TÜDEF’ in önerilerini ise şöyle
sıraladı:
Denetimler etkinleştirilmeli ve Etkililiği
sağlanmalıdır:
•
Akredite laboratuvar sayısı artırılmalıdır.
•
Deneticilerin sayısı ve yetkinliği artırılmalıdır.
•
Para cezaları artırılmalıdır.
•
Kapatma cezaları sisteme entegre edilmelidir.
Halkın gücünden yararlanılmalıdır (Tüketici Örgüleriyle
İşbirliği ):
•
Tüketici Bilinçlendirilmelidir.
•
Fahri Tüketici Müfettişliği müessesi kurulmalıdır.
•
Tüketici Örgütlerine belli kontejnyanlar tanınarak
tüketici örgütlerinin kamu laboratuvarlarından ücretsiz
yararlanmaları sağlanmalıdır.
Yağ-yağcılık üretiminden başlayarak tüketimine kadar
Erişilmesi Güç Gıda Maddesi Olmaktan Çıkarılmalıdır…
Son olarak tüketicilere seslenen Hekimci; “Tüketicilere
rağmen hiç bir şey yapılamaz. Sizler de tüketimden gelen
gücünüzü kullanın.” Dedi.
“Tağşiş yapılmış yağ, bazı bileşenlere alerjisi
olanlar için ciddi tehdit oluşturabiliyor”
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yasemin Şahan da kalp
rahatsızlıklarına yol açtığı için tüm dünyada olduğu
gibi Türkiye’de trans yağ içeren margarinlerin
yasaklandığını belirterek, bununla birlikte Türkiye’de
üretilen margarinlerde yüzde 1 oranında trans yağ
kullanımına izin verildiğini söyledi. Margarinlerin
üzerinde ya da kızartma yapılarak üretilen cips gibi
ürünlerde “Trans yağ yoktur” ibaresinin yer aldığına
vurgu yapan Doç. Dr. Şahan, söz konusu ibarenin ilgili
ürünün içinde en fazla yüzde 1 oranında trans yağ
içerdiği anlamını taşıdığını kaydetti. Palm yağı
kullanımına da değinen Doç. Dr. Şahan, “Palm yağı
dünyada en fazla üretilen yağlardan bir tanesi. Palm
bitkisinin meyvesinden ve çekirdeğinden elde edilmek
suretiyle piyasada 2 farklı fraksiyonda bulunuyor. Bu
iki alanın da kendi içinde farklı birçok alt fraksiyonu
bulunuyor. Piyasada en çok kızartma yağlarında ya da
margarindeki trans yağ asidini düşürmek amacıyla
kullanılmakta. Palm yağı yüzde 50 oranında doymuş yağ
asidi içeriyor. Bu yağların bazı özellikleri onları
zorunlu olarak kullanmamızı gerektiriyor. Trans yağ
içermediği için ve termal stabilitesi yüksek olduğu için
başka yağlarla karıştırılarak kullanılıyor. Özellikle
kızartmalarda sağlık üzerinde zararlı bileşikler ortaya
çıktığından bu amaçla kullanılırsa faydası olabilir.
Bununla birlikte ülkemizde tağşiş amaçlı kullanılan
yerler var. Tağşiş yapılmış bir yağ, içeriğindeki
örneğin soya ya da fıstık gibi bazı bileşenlere alerjisi
olanlarda ciddi alerjik reaksiyonlara yol açabildiğinden
sağlık üzerinde de ciddi tehdit oluşturabiliyor” diye
konuştu.
“Zeytinyağının en doğru kullanım şekli natürel
sızmadır”
Katılımcılardan gelen sorulara yanıt veren konuşmacılar,
gerçek zeytinyağının özellikleri, üretimde kullanılan
katkı maddeleri, sektörde sıkça gündeme gelen trans yağ
konusu, palm yağlarının kullanım alanları gibi konulara
da açıklık getirdi. Kaliteli ve gerçek zeytinyağının +5
derece sıcaklıkta donmaya başlayacağını ifade eden
oturum başkanı Prof. Dr. Kayahan, ancak donma sürecinin
bir anda gerçekleşmeyeceğini, bunun için moleküller
arası kristalleşme için belli bir süreye ihtiyaç
olduğunu ve belli bir süre beklendiği halde donma
gerçekleşmiyorsa o zaman ilgili yağın saflığından şüphe
duyulabileceğini söyledi. Dr. Kader Çetin de gerçek
zeytinyağının buzdolabı sıcaklığında donacağına işaret
ederek, zeytinyağının aslında meyve suyu olduğunu ve en
doğru kullanım şeklinin natürel sızma şeklinde olduğunu
kaydetti. Dr. Çetin, zeytinin her hali ile
sıkılabileceğini ancak en sağlıklı yöntemin yeşil zeytin
halinde iken sıkılması olduğunu dile getirerek,
tüketicilerin bu konuya özellikle dikkat etmesi
gerektiğini ve gerçek zeytinyağında meyvemsi bir koku
olduğunu, içildiğinde boğazı yaktığını ve damakta acı
bir tat bıraktığını söyledi. Taklit ve tağşişte en çok
soya yağı ve kanola yağı gibi yağların kullanıldığına
dikkat çeken Okan Meral de, bu alanda olası bir taklidi
ya da tağşişi tüketicinin tespit etmesinin mümkün
olmadığını belirtti. Meral, tüketicilerin güvendiği ve
bildiği markaları satın alması gerektiğini dile
getirerek, “Zeytinyağının litre fiyatı 23 TL iken bir
yerlerde 10 TL’den satılıyorsa buna inanmayın. Bununla
birlikte kanunların da caydırıcı olması lazım ki böyle
bir hileye başvuranların sayısı azalsın. Şu an böylesi
bir sürecin içinde olan işletmelere verilen para cezası
15 bin TL civarında. Birkaç kez aynı suçu işleyen
firmalara kapatma cezası da verilmeli” diye konuştu.
 |
|
 |
|